
Pendik götten veren escort dar sokaklarında, gece sessizliği yalnızca uzaktan gelen tren sesiyle bölünüyordu. Yağmur yeni dinmişti, kaldırımlar hâlâ ıslaktı. O sokaklardan birinde, ince montuna sıkıca sarılmış, başını eğerek yürüyen genç bir kadın vardı: Ayşe. Henüz 24 yaşındaydı ama yüzündeki çizgiler, hayatın ona ne kadar acımasız davrandığını açıkça gösteriyordu.
Ayşe, Anadolu’nun küçük bir kasabasında doğmuştu. Babasını küçük yaşta kaybetmiş, annesiyle birlikte yoksulluk içinde büyümüştü. Liseyi seks bitiremeden çalışmak zorunda kalmış, bir süre fabrikalarda, marketlerde iş aramış ama çoğu yerde “tecrüben yok” cevabını almıştı. Maddi çıkmazlar onu İstanbul’a sürükledi. Pendik’e geldiğinde cebinde sadece 50 lira vardı.
İlk günlerde bir akrabasının yanında kaldı. Ancak iş bulamayınca orada da yük olarak görülmeye başladı. Sokakta tanıştığı bir kadın, ona “para kazanmanın başka bir yolu” olduğunu söylediğinde Ayşe’nin yüzü kızardı, başını öne eğdi. Ama açlık ve çaresizlik, gururdan ağır basınca o yolu denemek zorunda kaldı. “Sadece birkaç gün idare ederim” dedi kendi kendine… Fakat birkaç gün, birkaç aya dönüştü.
Geceleri sokak lambalarının altında beklerken, insanların bakışlarıyla keskinleşen bir utancı vardı. Kimi müşteri ona ismiyle hitap etmez, kimi hakaret ederdi. Ama Ayşe, hayatını sürdürebilmek için susmayı öğrenmişti. Pendik escort karanlık arka sokakları, onun için hem ekmek kapısı hem de korku dolu bir labirentti.
Bir gece, soğuktan elleri titrerken, yanına orta yaşlı bir kadın yaklaştı. “Kızım, neden buradasın? İstersen gel, sana yardımcı olalım” dedi. Kadın, yakınlardaki bir kadın dayanışma merkezinde çalışıyordu. Ayşe önce inanmadı, “Kim bana bedava yardım eder ki?” diye düşündü. Ama ertesi gün merakına yenilip oraya gitti.
Merkezde ona sıcak çay verdiler, konuştular, dinlediler. Ayşe uzun zaman sonra biriyle içini dökebildi. Psikolojik destek aldı, meslek kursuna yazıldı. Aylar süren çabanın ardından, bir kuaför salonunda işe başladı. İlk maaşını aldığında, gözlerinden yaşlar aktı. Artık geceleri sokaklarda değil, kendi küçük odasında uyuyordu.