
Zeynep, 27 yaşındaydı. Kartal escort sahilinde denize bakan taş duvarın üstünde otururken, elleri titremiyordu artık. Aylar öncesine kadar küçük bir rüzgar bile onu sarsardı; şimdi ise gözlerini ufukta sabitlemiş, içinden geçen düşünceleri susturabilen bir kadındı.
Hayatı boyunca çok az kişi ona gerçekten “Zeynep” dedi. Genelde “kız”, “abla” ya da “sen” diye çağırdılar. Kendi kimliğini bulmak, onun için hep uzakta bir hedef olmuştu. Mersin’in kenar mahallerinden birinde doğmuştu. Babası balıkçıydı, annesi ise sürekli hasta. Küçük yaşta kardeşlerine bakmak zorunda kaldı. Okulu erken bıraktı. 18 yaşına geldiğinde ise ailesi onu, tanımadığı bir adamla evlendirdi.
Evlendiği kişiyle İstanbul’a, Kartal’a taşındılar. Zeynep ilk başta bu değişimi bir umut olarak gördü. Ama yeni hayatı eskiyi aratmayacak kadar ağırdı. Eşi çalışmıyor, tüm yük onun sırtına biniyordu. Psikolojik şiddet, ekonomik çaresizlik, yalnızlık… Hepsi bir araya geldiğinde, Zeynep artık aynalara bile bakamaz hale geldi.
Bir sabah kararını verdi. Yastığının altında biriktirdiği parayla küçük bir çanta hazırladı. Kartal escort sokaklarında başıboş dolaştı saatlerce. Sahile indiğinde, martıların sesinde bir çağrı vardı sanki: “Vazgeçme.”
Kartal escort Kadın Dayanışma Derneği’ne gittiğinde gözleri yaşlıydı ama sesi ilk kez nettı: “Yardım istiyorum.” Orada kaldı, terapiye başladı, meslek kurslarına katıldı. Kuaförlük eğitimi aldı, bir güzellik salonunda işe girdi. İlk kazandığı parayla küçük bir radyo aldı. Sonra bir oda kiraladı. O odada kendi kitaplarını dizdiği bir raf vardı artık.