Seda, 32 yaşında, reklam sektöründe çalışan başarılı bir grafik tasarımcıydı. Uzun yıllar Beşiktaş’ta yaşamış, ancak pandemi sonrası yaşadığı değişimle birlikte daha sakin, düzenli bir hayat arayışına girmişti. Böylece Ataşehir escort yeni dairesine taşınmıştı. Yeni hayatı, yüksek katlı bir rezidansta başlıyordu. Balkonundan hem şehrin yoğun trafiğini hem de gün doğumunu aynı anda izleyebiliyordu.
Seda, sabahları işe başlamadan önce kahvesini alıp sokağa çıkar, kısa bir yürüyüş yapardı. Ataşehir’in planlı yapısı, geniş kaldırımları ve park alanları ona büyük şehirde yaşadığını unutturuyordu. En sevdiği yürüyüş rotası, Barbaros Mahallesi’nden başlayıp Finans Merkezi’nin kenarından devam eden yeşil alandı. Orada birkaç kez aynı köpeği gezdiren yaşlı bir adamla selamlaşmıştı. Küçük şeylerdi bunlar ama Seda için bir aidiyet hissi yaratmaya başlamıştı.
Bir pazartesi sabahı, Seda’nın hayatı hiç beklemediği bir şekilde değişti. Mahalle kafesinde çalışmayı tercih ettiği günlerden biriydi. Bilgisayarını alıp evinin hemen iki sokak ötesindeki küçük, sıcak bir kafeye oturdu. Siparişini verdikten sonra çalışmaya koyuldu. Tam sunumu bitirmek üzereyken, karşı masada oturan bir kadın sandalyesiyle geriye yaslanırken dengesini kaybetti ve yere düştü. Seda hemen yerinden fırlayıp kadına yardım etti. Neyse ki ciddi bir şey yoktu.
Kadın, teşekkür ettikten sonra sohbete başladılar. Adı Melike’ydi, moda tasarımıyla uğraşıyordu ve yakın zamanda Ataşehir’e taşınmıştı. Sohbet ilerledikçe ortak zevkleri, kitaplar, diziler ve sanat konusundaki tutkuları ortaya çıktı. O gün saatlerce oturup konuştular. Belki de Seda’nın hayatında ilk defa gerçek bir arkadaş edinmeye bu kadar yaklaştığını fark etmesi bu an olmuştu.
Akşam eve dönerken Seda, ilk kez Ataşehir escort taşınma kararının ne kadar doğru olduğunu düşündü. Kendi hayatının ritmini yakalamış, yalnızlığıyla barışmış ama yeni bağlara da açık biri olmuştu artık.
Bir yanıt yazın