Ümraniye escort nemli ve soğuk bir akşamında, sokak lambalarının altı sessizdi. Yağmur az önce durmuştu; kaldırımlar ıslak, hava ağırdı. Seda, başındaki kapüşonu çekip dar sokaklardan birinde yürüyordu. Her adımı, geçmişin ağırlığını taşıyordu.
Seda sadece yirmi iki yaşındaydı ama hayat ona otuz yıllık bir yük vermişti. Kars’tan İstanbul’a geldiğinde hayalleri vardı. Bir kuaförde çalışmak, belki ileride kendi dükkânını açmak istiyordu. Ama hayat, planları değil, mecburiyetleri sunuyordu. Babası onu küçük yaşta terk etmiş, annesi yıllarca temizlik işlerine giderek ayakta kalmıştı. Sonra hastalandı. İlaçlar, borçlar, kiralar derken Seda’nın yükü gittikçe ağırlaştı.
İlk zamanlar garsonluk yaptı. Sabahın köründe işe gidiyor, gece yorgunluktan ayakta duramadan eve dönüyordu. Fakat kazandığı para ne kiraya ne de annesinin dul tedavisine yetiyordu. Bir gün işten çıkarken tanıştığı bir kadın, ona “başka bir yoldan para kazanabileceğini” söyledi. Seda o an gülüp geçse de, haftalar sonra cebinde beş kuruş kalmadığında o cümle aklına geldi.
O gece Seda, Ümraniye escort ara sokaklarında hayatını değiştiren kararı verdi. Artık geceler onundu, ama özgür değil, mecburiyetti. İnsanların yargılayıcı bakışlarına, aşağılayan sözlerine alışmaya çalışıyordu. Her sabah eve döndüğünde aynaya bakmak en zoruydu. “Bu ben değilim,” diye fısıldardı her seferinde.
Bir sabah eve dönerken apartmanın önünde yaşlı komşusu Emine Teyze’yi gördü. Kadın elindeki poşetleri taşırken zorlanıyordu. Seda sessizce yardıma koştu. Kadın teşekkür etti, sonra yumuşak bir sesle, “Kızım, içindeki iyiliği saklama, o seni hayatta tutar,” dedi.
Bu cümle Seda’nın içine kazındı. O günden sonra, hayatının sadece gecelerden ibaret olamayacağını düşündü. Cesaretini toplayıp bir kadın kondom dayanışma merkezine gitti. Oradaki kadınlar onu yargılamadı, dinledi. El işi, temizlik, dikiş… Ne varsa öğrenmeye başladı. Kazandığı azdı ama alnının teriydi.
Bir yanıt yazın