
Meryem, 35 yaşındaydı. Kartal escort sahilinde sabah güneşiyle birlikte yürümeyi alışkanlık edinmişti. Adımlarını her attığında, içindeki ağır geçmiş biraz daha hafifliyordu. Sahilin kenarındaki taşlara oturup denizi seyrettiği anlarda, geçmişinin tozlu sayfalarını düşünmekten alamıyordu kendini. Ama artık geçmiş ona yön veren bir yük değil, yalnızca bir hatırlatmaydı: “Buraya nasıl geldiğini unutma, ama artık arkana bakma.”
Meryem, Gaziantep’in kırsalında, yoksul bir evde büyümüştü. Daha 13 yaşındayken okulu bırakıp ev işlerine koşmuştu. 17’sinde kendisinden 20 yaş büyük biriyle evlendirildi. Aile “kız başına ne yapsın” demiş, onu evli eskort bir çözüm olarak sunmuştu. Gençliğini anlamadan yaşamaya başlamış, yaşamayı öğrenemeden tutsak olmuştu. Kocasıyla İstanbul’a taşındılar ama şehir ne nefes oldu ona, ne umut. Yıllarca görünmeyen, duyulmayan biri olarak yaşadı. Şiddetli tartışmalar, fiziksel yaralar, susturulan çığlıklar…
Bir sabah, dayak yediği gecenin sabahı, aynada yüzüne baktığında artık kendini tanıyamadığını fark etti. Ne gülümsüyordu, ne ağlıyordu. O an kararını verdi. Çantasına kimliğini, bir çift ayakkabı ve bir atkı koydu. Sessizce çıktı evden. Metroya bindi. Nerede ineceğini bile bilmeden… Kartal Durağı’nda indiği an, hayatı geri sarmaya başladı.
İlk geceyi sahilde geçirdi. Okyanus değil belki ama Marmara’nın dalgası da anlatacak çok şey taşıyordu. Sabah gözlerini açtığında Kartal escort Gönüllü Kadın Merkezi’ne gitti. Orada ilk kez biri ona “haklısın” dedi. Bu, yıllar sonra duyduğu en insani cümleydi.
Psikolojik destek aldı, meslek kurslarına katıldı. Özellikle aşçılık kursunda yetenekli olduğu ortaya çıktı. İki ay sonra bir lokantada çalışmaya başladı. Kendi parasını kazandığında, ucuz da olsa küçük bir oda kiraladı. Balkonuna sardunya dikti. Her sabah o çiçekle konuşur gibi oldu: “Sen de buraya tutundun, ben de.”
Meryem artık sadece hayatta kalmıyor, gerçekten yaşıyordu.
Bir yanıt yazın