
Sabahın ilk ışıkları Maltepe sahiline usulca düşerken, Derya kâğıt bardağındaki kahveden bir yudum aldı. Kıyıya vuran dalgaların sesi, içindeki karmaşayı bir nebze olsun bastırıyordu. Üzerindeki ince mont, soğuğa cimcif yetmiyordu ama artık alışmıştı. Yalnızlığa, sessizliğe, yeniden başlamaya… Derya otuz yaşına girmişti ama hayat onu çok daha erken büyütmüştü.
Mardin’in küçük bir mahallesinde doğmuştu Derya. Ailesi tutucu, imkânları ise kıttı. Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi gelenek gibiydi orada. O da daha on sekizine bile basmadan, tanımadığı biriyle evlendirildi. Ne sevgi vardı o evde, ne güven. Yıllar geçtikçe Derya, kendini silikleşen bir gölge gibi hissetmeye başlamıştı. Her geçen gün biraz daha yok oluyordu sanki.
Bir gece her şeyi geride bırakmaya karar verdi. Sessizce çıktı evden, ardına bile bakmadan… İstanbul’a, büyük ve bilinmez bir dünyaya sığındı. İlk başlarda götten nereye gideceğini bilemiyordu. Birkaç gün sokakta kaldı, parklarda sabahladı. Açlık, korku, yorgunluk… Ama içinde küçücük de olsa bir umut hep vardı: Kendi hayatını kurmak.
Bir gün Maltepe escort bir kadın merkezinin ilanını gördü. Önünden birkaç kez geçip sonunda cesaretini toplayarak içeri girdi. Merkezdeki milf kadınlar onu dinledi. Ne geçmişini sorguladılar, ne de yargıladılar. Sadece “şimdi ne yapmak istersin?” diye sordular. Derya, o soruyla yıllar sonra ilk kez kendini düşündü. Gerçekten ne istiyordu?
Sabun yapımı, dikiş ve tasarım kurslarına katıldı. İlk başta çekingen olsa da kısa sürede yeteneği fark edildi. Özellikle doğal sabunlara ilgisi vardı. Renklerle, kokularla uğraşmak, ona iyi geliyordu. Bir gün ürettiği ürünlerle kadın emeği pazarına katıldı. Maltepe escort sahilinde kurulan o tezgâh, onun hayatındaki ilk başarı noktasıydı.
İnsanlar ürünlerini beğeniyor, teşekkür ediyor, tekrar geleceğini söylüyordu. İlk gün kazandığı parayla kendine kalın bir mont aldı. O mont sadece onu ısıtmadı; hayata yeniden sarılma cesaretini de verdi.
Bir yanıt yazın