
Üsküdar escort akşam çökmüştü. Harem otogarından gelen kalabalık, sahile doğru akarken, 21 yaşındaki Meryem, Valide Sultan gemi iskelesinin biraz ötesinde küçük bir duvarın üstünde oturuyordu. Gözlerinde yorgunluk, yüzünde solgun bir ifade vardı. Elinde tuttuğu plastik su şişesini sıktıkça, içindeki kaygı biraz daha belirginleşiyordu.
Meryem, Adana’nın kenar mahallelerinden birinde doğmuştu. Sekiz çocuklu bir ailenin ortanca kızıydı. Evdeki sessizlik hiç huzur demek olmamıştı. Babası öfkesini rakıyla, annesi sessizliğiyle gösterirdi. Okulda başarılıydı ama liseyi yarım bırakmak zorunda kalmıştı. Vip ailenin borcu, ağabeyinin suça karışması, evdeki darlık… Hepsi üst üste gelince bir gün “Ben gidiyorum,” dedi. Sırtında küçük bir çanta, cebinde biraz harçlıkla bindiği otobüs onu İstanbul’a, yani bu koca bilinmeze getirdi.
Üsküdar onun ilk adresiydi. Çünkü o şehirde hâlâ bir vicdan kalıntısı olduğunu düşünüyordu. Ama gerçek daha farklıydı. Kira, açlık, soğuk geceler… Meryem bir süre çaycılık yaptı. Sonra işten çıkarıldı. Bir kadınla tanıştı: Tuğba.
“Kendini harap etme,” dedi Tuğba. “Birlikte çalışırız, yolunu bulursun.”
Başta ne demek istediğini anlamadı. Anladığında ise çok geçti. Aç kalmaktansa, utançla yaşamayı seçti. Kendini bir otel odasında bulduğunda, aynadaki kızla göz göze gelemedi.
Koca Memeli
Meryem, Üsküdar escort sokaklarında kimseyle göz teması kurmadan yürüyordu artık. İnsanlar onu görmüyor gibiydi. Varlığıyla yokluğu bir sayılıyordu. Ama her akşam aynı yere gidiyordu: Şemsi Paşa Camii’nin önündeki kayalıklara. Orada oturuyor, defterine şiir gibi karalamalar yapıyordu. “Bir gün bitecek bu,” diye yazıyordu hep. “Bir gün biri adımı gerçekten soracak.”
Bir sabah, vapura binmeden önce yanına yaşlıca bir adam yaklaştı. Yüzü nazikti. “Kızım, iyi misin?” dedi. Meryem afalladı. Böyle nazik bir ses duymayalı uzun zaman olmuştu. “Bir dernekte çalışıyorum. Genç kadınlara destek oluyoruz. Sığınacak yerin varsa git ama yoksa, biz varız.”
Meryem bunu bir tuzak sandı önce. Ama birkaç gün sonra cesaretini topladı. Gitti. Dernek, ona barınma imkânı sundu. Psikolojik destek sağladı. Ve eğitim. En çok da buna sarıldı. Açık öğretime kaydoldu. Gece çalıştı, gündüz ders çalıştı. Başkaları onun geçmişini bilse de, o artık geleceğini yazıyordu.
Bir yanıt yazın