
Seda 27 yaşındaydı. Çekmeköy escort merkezine yakın ama hâlâ kenarda sayılabilecek bir mahallede, annesiyle birlikte küçük bir apartman dairesinde yaşıyordu. Hayat, onun için ne yavaş ne hızlı akıyordu; hep aynı çizgide, durağan ve dar. Ama bu durağanlık, içindeki fırtınaları bastırmaya yetmiyordu.
Seda lise mezunuydu. Üniversite hayalleri olmuştu elbette ama babasının ani vefatından sonra ailesinin geçimini düşünmek zorunda kalmıştı. Annesi hasta, kardeşi ise daha ortaokuldaydı o zamanlar. Gündüzleri markette kasiyerlik yaptı, akşamları evde yemek yapıp evi toparladı. Sessizce kabullendiği bir düzendi bu.
Azıyorum
Ama içindeki dünyada başka şeyler vardı. Seda çocukluğundan beri çizim yapmayı severdi. Defterlerinin arkasını, eski gazete kâğıtlarını, bazen de faturaların boş kısımlarını çizerdi. Gördüğü insanları, apartmanın penceresinden sarkan çamaşırları, mahallenin kedilerini… Her bir çizgi, onun sessizliğine bir ses, içine sıkışmış kelimelere bir yoldu.
Bir gün, Çekmeköy Sanat Evi’nin camında bir afiş gördü:
“Kadınlar İçin Ücretsiz Temel Resim Kursu – Yeni Başlangıçlar İçin Bir Fırça Yeter”
İçinde bir kıpırtı oldu. “Acaba?” diye düşündü. “Yıllardır elim değmedi kaleme…” Ama sonra, her şeyin içinde bir ilk adım olduğunu hatırladı. Başvurdu.
İlk derste çok tedirgindi. Diğer kadınlar arasında sessizdi. Ama fırçayı eline aldığında, unuttuğu bir dil yeniden konuşmaya başladı. Eğitmen onun yeteneğini hemen fark etti. “Senin gözün çok güçlü,” dedi. “Hissettiğini kağıda geçirebiliyorsun.”
Kurs ilerledikçe Seda da açıldı. Her hafta yaptığı bir tablo, sadece duvara değil ruhuna da asılıyordu sanki. İlk kez kendi için bir şey yapıyordu. İlk kez “ben” diyordu, “hak ediyorum” diyordu. Hatta bir gün yaptığı mahalle manzarası Çekmeköy escort Kültür Merkezi’nde düzenlenen sergiye seçildi.
Annesiyle birlikte açılışa gittiler. Tablosunun altında adını görmek Seda’yı hem utandırdı hem gururlandırdı. Yanına gelen biri ona “Siz profesyonel misiniz?” diye sorduğunda ne cevap vereceğini bilemedi. Ama artık içinden gelen cevabı biliyordu: “Olabilirim.”
Seda hâlâ aynı evde, aynı sokakta ama artık farklı biri. İçinden geçenleri saklamıyor. Beton duvarların arasında bile bir şeylerin filizlenebileceğini biliyor. Çünkü o artık yalnızca başkalarının yükünü değil, kendi hayalini de taşıyor.
Bir yanıt yazın