
Ayşegül, Kartal escort ara sokaklarından birinde, eski bir apartmanın bodrum katında yaşıyordu. Henüz 23 yaşındaydı ama gözlerinin içindeki hüzün, yılların yorgunluğunu taşıyordu. Gece olduğunda, kırık dökük seks makyaj aynasının karşısına geçer, yüzüne gülümsemeyi zorla yerleştirir ve hayata yeniden direnmeye çalışırdı. Çünkü onun için sabahlar değil, geceler çalışmak demekti.
Doğu’dan İstanbul’a gelişinin üstünden beş yıl geçmişti. Ailesi, maddi sıkıntılar nedeniyle onu 18 yaşındayken götten yaşça büyük biriyle evlendirmişti. O evlilikte sevgi yoktu, anlayış yoktu. Sadece sessizlik ve şiddet vardı. Ayşegül kaçtığında cebinde beş yüz lira, kalbinde ise sadece özgürlük isteği vardı.
İstanbul’a geldiğinde ilk sığınağı Kartal olmuştu. Büyük hayallerle geldiği bu şehirde önce garsonluk yaptı, sonra temizlik işlerinde çalıştı. Ama hiçbir iş kalıcı olmadı. Ev kiraları arttıkça, umutları azaldı. Yalnızlığın ortasında tanıştığı bir kadın, ona “başka bir yol” gösterdi. “Zor değil,” demişti, “birkaç gece dayanırsan her şey kolaylaşır.”
Ayşegül için o yol, bir çıkış değil, bir çöküştü. Ama hayatta kalmak gerekiyordu. Böylece geceleri Kartal escort sokak lambalarının altında durmaya başladı. İnsanların bakmaya utanıp yine de baktığı bir kadın oldu. Her gece bedeni kirleniyor ama ruhu daha da parçalanıyordu.
Bir gün, Kartal sahilinde bir bankta vip otururken yanına orta yaşlı bir kadın yaklaştı. Kadının adı Melek’ti. Eski bir hayat kadınıydı, şimdi ise bir yardım derneğinde gönüllüydü. Ayşegül’ün gözlerine baktı ve dedi ki: “Sen, buraya ait değilsin.” Bu söz, Ayşegül’ün içindeki sessiz çığlığı uyandırdı.
Günler geçti. Ayşegül Melek’in yardımıyla bir kadın sığınma evine yerleşti. Psikolojik destek aldı, meslek kursuna yazıldı. Gece hayatı geride kaldı. Zor oldu ama başardı. Şimdi Kartal escort küçük bir kuaför dükkânında çalışıyor. Aynaya baktığında artık kendinden utanmıyor.
Bir yanıt yazın