Meryem, sabahın serinliğinde Üsküdar escort sahilinde yürürken ayaklarının altında ezilen taşların sesi kulağında yankılanıyordu. Boğaz’ın tuzlu rüzgârı eskort yüzüne çarptıkça gözleri doluyor ama bir damla bile düşmüyordu. Karşısında Kız Kulesi, gri gökyüzünün altında bir yalnızlık abidesi gibi yükseliyordu. Tıpkı onun gibi, yıllarca ayakta kalmış ama içten içe yorulmuştu.
28 yaşındaki Meryem, Adıyaman’ın kıyısında yoksul bir köyde dünyaya gelmişti. Babası hastalıktan erken yaşta ölmüş, annesi ise üç çocuğuyla birlikte hayata tutunmaya çalışmıştı. Meryem daha on dört yaşındayken okuldan seks alınıp ev işlerine verilmişti. Kendi hayatı hakkında hiçbir zaman söz hakkı olmamıştı. 18 yaşında kendinden yaşça büyük biriyle evlendirildi. İlk kez şehir gördüğünde nikâh masasında oturuyordu ama oradan kalktığında tek hissettiği şey boğazına oturan bir düğümdü.
Yıllar süren baskı ve şiddetin ardından bir gece küçük bir valize birkaç parça eşyasını koyup evden kaçtı. Otobüs biletini gizlice almıştı. Gidecek yeri yoktu ama aklında hep televizyonda gördüğü İstanbul vardı. Üsküdar escort ilk adımını attığında kışın en soğuk günlerinden biriydi. Boğaz kenarında bankta sabahlamıştı. Donmuş elleriyle ilk sabah çayını içtiğinde, içini hem korku hem umut kaplamıştı.
Günlerce iş aradı, karnını doyurmak için cami çıkışlarında yardım bekledi. Sonunda bir kadın dayanışma derneği aracılığıyla bir aşçılık kursuna başladı. İlk başta milf sessizdi, kimseyle konuşmuyordu. Ama gün geçtikçe güveni arttı, içindeki Meryem yavaş yavaş kabuğunu kırdı. Kursu başarıyla bitirdiğinde bir kafenin mutfağında işe başladı. Kazandığı ilk maaşla kendine yeni bir mont aldı. Artık soğukta titremiyordu. Ne beden olarak ne de hayatta.
Şimdi her sabah işten önce sahile uğruyor. Kız Kulesi’ne bakıyor, derin bir nefes alıyor. Gözlerinde hâlâ eski acıların izleri var ama artık o gözlerde kararlılık da var.
Bir yanıt yazın